Hidrojen Enerjisinin Artıları ve Eksileri

Hidrojen enerjisi yenilenebilir enerji kaynakları içinde en çok yer tutan konulardan biri, bu enerjinin potansiyeli gerçekten çok yüksek, bu yazıda hidrojen enerjisinin artıları ve eksilerine göz atacağız.

Teknolojinin ilerlemesi nüfusun artması gibi sonuçlara bağlı olarak insanların gereksinimleri de sürekli olarak artıyor. Buna bağlı olarak da insanların değişik arayışlara kaçınılmaz oluyor.

Kömür vb. kaynaklardan elde edilen enerjinin geçen zaman içinde hızla tükenmeye başlaması ile beraber insanlar günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya başladı.

Yenilenebilir enerji doğada tükenmeyen kaynaklardan elde edilen ve ekolojik dengeye zarar vermeyen doğal enerji kaynakları. Rüzgar ve güneş bu alanda ilk akla gelenler olmakla beraber kimi coğrafi bölgelerde rüzgardan ya da güneşten yararlanmak mümkün olmuyor.

Benzer durum yine bir yenilenebilir enerji kaynağı olan gelgit enerjisi için de geçerli zira bu enerji de sadece denizlerin olduğu yerde değerlendirilebiliyor.

Tüm bunların yanında son yıllarda İzlanda da ve dünya otomotiv devi Daimler tarafından kullanılan bir enerji türü var. Adı Hidrojen enerjisi.

Evet hidrojen enerjisi temiz bir enerji henüz pek revaçta değil ve geçen yıllar içinde hızla yaygınlaşması bekleniyor.

Bu enerjinin en ciddi dezavantajı maliyeti zira doğada tekil olarak bulunmuyor. Hal böyle olunca da bu enerjiyi elde etmek yüksek maliyetleri olan merkezleri kurmak gerekiyor. Yani ciddi bir yatırım.

En büyük artısı ise sürdürülebilir ve tamamen temiz bir enerji olması, diğer enerjilerin aksine hiçbir durumda ekolojik dengeye zarar vermiyor. Bilim insanları uzun vadede bu enerji türünün temiz enerji olduğunun altını çiziyorlar.

Taşıyıcı olarak kullanılan bir enerji türü olup Sıvı hidrojenin hacmi gaz halindeki hac eki hacminin sadece 1/700’ü kadardır. Bu ise oldukça ciddi bir avantaj.

Diğer enerji kaynakları ile kıyaslandığında daha verimli bir enerji türü olup en çok su da bulunduğu da göz ardı edilemeyecek bir durumdur.

Ayrıca diğer enerji kaynakları ile beraber hibrit sistemlerde kullanılabilir. Örneğin  güneş enerjisi ile beraber.

Hidrojen Enerjisinin Dünyadaki Durumu

Bilim insanları 21. Yüzyılın enerjisi olarak yenilenebilir enerji kaynakları içinde ayrı bir yere oturması beklenen hidrojen enerjisini gösteriyor. Bunun ise birçok haklı gerekçesi bulunuyor. Zira hidrojen enerjisi her ne kadar maliyetli bir enerji olsa da birçok maddeden elde edilebiliyor ve doğanın kendi içinde sürekli olarak bulunuyor yani yok olması da mümkün değil.

Dünyada son yıllarda insanların her şeyi vahşice tüketmesinden dolayı tüm kaynaklar hızla tükenirken küresel ısınma gibi bir sorun dünyanın başına büyük sorun açmaya başladı. Bunda en büyük etkenlerden birisi hiç kuşku yok ki fosil yakıt dediğimiz kömür, petrol gibi enerji kaynaklarının hızla tüketilmesi idi. Küresel ısınmanın artması ile beraber karbon salınım değerleri de insan yaşamını tehdit etmeye başladı ki bu da insanların dünyanın neresinde olursa olsun yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesine yol açtı.

Ülkemizde henüz bu konuda ciddi bir çalışma başlamamakla birlikte Karadeniz’in o muhteşem sularının hidrojen açısından harika bir alternatif olduğunu ve mutlaka yararlanılması gerektiğinin altını çizmekte fayda var.

Hidrojen Enerjisinin Geleceği

Bu alanda ilk çalışmayı başlatan ise Alman otomotiv devi Daimler. Kendi ürettikleri otomobillerde bu enerjiyi çoktan kullanmaya başladılar bile. Bu girişimin diğer üreticilere de örnek olması beklenirken dünyada hidrojen enerjisinin kullanımı sadece onlarla sınırlı değil elbet.

Amerika Birleşik Devletleri tarafından açıklanan enerji politikaları doğrultusunda 2003 yılından beri hidrojen enerjisi kullanılmaya başlamış durumda zaten ki Amerika zaten bu işe ön ayak ülkelerin başında geliyor.

Bir diğer dünya devi Japonya ise 2020 yılına kadar hidrojen enerjisine 4 milyar dolar ayırmış durumda ve halen Japonya’da hidrojen enerji santralleri aktif olarak kullanılıyor.

Siemens’in Kaliforniya’da bu alanda minik bir yatırım yaptığını da son olarak belirtmek gerekiyor.

Sonuç olarak dünyada küçük ya da büyük ölçekli bu enerji sistemine yatırımlar var. Türkiye’nin Hidrojen Enerjisinin önemini kavrayıp gerekli adımları daha ivedilikle atması gerekmekte.